
Bir işin bir oluşunun içinde geçtiği geçeceği veya geçmekte olduğu süreye zaman denir. Zamanı ölçmek için kullanılan salise, saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay ve yıl ölçü birimleri bulunmaktadır. Zaman ölçülebilir olmasına rağmen aynı zamanda kişiden kişiye farklılık gösteren göreceli bir kavramdır. Bireylerin yaşı bulunduğu ortam yaşam şartları ve etkileşim içinde bulundukları kişiler gibi faktörlerle aynı zaman dilimi farklı bireylerde değişkenlik gösterebilir. Hayatının baharında olan biriyle hayatının son demini yaşayan kişi arasında zaman kavramı bir zıtlık içinde farklıdır. Gençlerde zaman yavaş akarken yaşlılarda zaman hızlı geçer. Çocuklar ile gençler bir an önce büyüme, okulu bitirme, iş hayatına atılma ve evlenme gibi arzu ve isteklerle zamanın çabuk geçmesini isterler ancak bu aceleci tavırları onlara zamanın yavaş geçtiği algısına kapılmalarına sebebiyet verir. Yaşlılarda ise bu durum tam tersidir; yaşlıların hareketlerinin yavaşlaması önlerinde fazla sürenin kalmadığı düşüncesiyle az zamana çok şey sızdırma istekleri, kısa zamanda çok şey yapma duygusu hayat ve sevdikleri ile korku ve kaygılarının artması, bütün bunlarla birlikte yaşamla ilgili hiçbir şeye yetişmeme duygusu onlara zamanın hızlı geçtiği algısına kapılmalarına sebebiyet verir.
Zaman aslında ne hızlı geçiyor ne de yavaş geçiyor. Zaman olması gerektiği gibi, bir başlangıç ile sonu olan ölçü birimleri ile sınırlandırdığımız ama kontrolü asla bizde olmadığı bir olgudur. İnsan yaşadıkça, olgunlaştıkça ve hayatla ilgili birikimleri arttıkça farkındalıkları değişiyor. O bağlamda en önemli şey zamanı kaçırmamak olmalıdır çünkü zaman durdurulamıyor ve hızla da olsa yavaş da olsa geçiyor. Bizler belli bir plan tertip ve düzen içinde hayatımızı devam ettirmeli ancak hayatımızda önemli yere sahip olacak hiçbir şeyi ertelememeli, ötelememeliyiz. Hayatı olduğu gibi, olması gerektiği zamanda zamanında yaşamaya gayret göstermeliyiz. Zaman içinde hayat kaçar biz yetişemeyiz.
Metropoller ile kırsal yaşam alanları arasındaki zaman algısı da farklılık gösterir. Metropollerin kalabalık olması mesafelerin uzak olması ve trafiğin yoğun olması gibi sebepler metropolde yaşayan insanların devamlı bir tempo halinde koşturmasına ve bir şeylere yetişme çabası içinde zamanla yarışmasına neden olur. Kırsalda durum tam tersidir. Kırsaldaki o sakinlik, nüfusun azlığı, mesafelerin kısalığından dolayı ulaşımın kolaylığı durgunluk ve dinginlikle zamanı daha verimli kullanabiliriz. Teknolojik gelişmeler ve yenilikler de günümüzde zamanın akışına etki etmektedir.
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor gibi görünse de günümüzdeki birçok teknolojik ürün de zamanımızdan çalmaktadır. Teknolojik ürünleri ihtiyaçtan kullanmak, ihtiyaç dışı kullanılmaya engellemek teknolojik bağımlılığında önüne geçecek daha verimli işlerde harcayacağımız zaman boşu boşuna çalınmamış olacaktır.
Ferhat R. KİBAROĞLU
“EY ZAMAN” için 6 yanıt
-
Yorumunuz için çok teşekkür ederiz.
-
Zaman olgusu 5N 1K ya göre farklılık gösterir güzel bir konu seçilmiş ve iyi ele alınmış tebrikler.
-
Teşekkür ederiz.
-
Düşünceleriniz bizim için çok değerlidir. Teşekkür ederiz
-
Zaman olgusu dün bugün ve yarın olarak tanımlanmıştır insan olgusunda. Oysa zaman sadece dün bugün değil insanın yüreginde yaşadığı an tutunduğu hayat ve gönlünde hayal ettiğim ve yaşamayı dilediği düşler olgusudur acizane fikrim.
-
Çok güzel bir yazı olmuş, tebrik ederim.
Bir yanıt yazın