Bu çalışmada bedene müdahale ile aile ilişkisini ve ölüm, ölümün doğurdu toplumsal ve kültürel sonuçları ele almış olacağız. Bu çalışmanın temel amacı bireylerin aile içinde yakınlık adı altında gerçekleştirdikleri bedene müdahalenin sonuçları ve ölüm olgusunu, bu olgunun bizlere nasıl ve ne yaptırımlarla ortaya çıktığını göreceğiz. Aynı zamanda ölümün topluma, kültüre, değerlerimize nasıl yansıdığını ortaya koymuş olacağız. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır.
KAVRAMLAR
Bedene Müdahale, Aile, Ölüm, Ölümün Toplumsal ve Kültürel Sonuçları
Bedene Müdahale
Bedene müdahale, insanın iç dünyasından, bizzat bedenin içinden
gelebileceği gibi, dış dünyadan, diğer bedenlerden de gelebilir. Dış dünyadan bedene yapılan müdahaleler, estetikten hükmetmeye veya iktidar kurmaya kadar pek çok sebep ve etmenden kaynaklanabilir. Müdahaleler, kıyafet biçimlerinde olduğu gibi bedene görece az ve zararsız/yararlı veya bazı güzelleştirme çabalarında ve tıbbî uygulamalarda olduğu gibi görece faydalı da olabilir, tam tersine her türlü yaralama, işkence veya öldürme biçimlerinde görüldüğü gibi zararlı da olabilir. “Canlı dil” olan bedenin, gündelik hayatta, sosyal iletişimde, iktidar ilişkilerinde, sınıfsal ilişkilerde vs. oldukça etkili olduğu ve de istenildiği oranda bedenin sahibi ve toplum tarafından, toplumun farklı aktörleri tarafından etki altına alınabildiği söylenebilir (Okumuş, 2009).
Bedene müdahale her ne kadar bireyin iç dünyasına hitap etse de asıl nedeni dış dünyadan gelen etkileşim ve yorumlardır. Aile, sosyal çevre gibi etmenler bireyin bedeni ile ilgili yaptığı eleştiriler bireyin bedeninden rahatsızlık
duymasını ve bunun ile beraber bireyde gelişen ruhsal sıkıntıyı ortaya çıkarır.
Aile
Aile, yetişkin üyelerin çocukları yetiştirmekten sorumlu olduğu oldukları, sosyoekonomik bir birim oluşturan, kan bağı, evlilik ya da nüfusuna geçirme yoluyla birbirine bağlı bireylerden oluşan bir gruptur (Kara ve Doğan, 2018). Aile; anne, baba ve onların çocuklarından oluşan en küçük toplumsal kurumdur. Zamanla değişime uğrayan aile ve aile bireyleri arasındaki bağ ve yapı kültürden kültüre farklılık gösterir. Aile kurumu da bireyler gibi çevresel, biyolojik, psikolojik ve sosyal süreçlerden etkilenir (Kara, 2018). Aile, toplumun en küçük yapı taşıdır. Birbirlerine kan bağı yada evlilik yoluyla birleştirilen bir toplumsal gruptur.
Ölüm
İlk canlıdan günümüze var olan ölüm gerçeği gerek bireysel ve gerekse toplumsal anlamda her zaman varlığını sürdürmüş ancak farklı anlamlar yüklenmiş bir olgudur. Canlıların yaşamlarının son bulması olarak nitelendirilen ölüm olgusunun varlığının ilk son bulan ilk canlı yaşamı ile birlikte ortaya çıktığı yadsınamaz bir gerçektir (Zafer, 2019). Farklı
kültürlerde, toplumlarda, disiplinlerde bireyin kişiliğine, yaşına, dinine, kültürel konumuna bağlı olarak da farklılıklar gösteren çok farklı ölüm tanımlamaları yapılmıştır. Tüm bu tanımlarda yer alan ortak noktalar canlı organizmanın kendini yenileme yeteneğini yitirmesi, hayati organlardan birinin ya da birkaçının tamamen işlevini yitirerek hayatın sonlanması ve kaçınılmaz olmasıdır (Karakuş, Öztürk ve Tamam, 2012). Ölüm yaşamımız gerçeği olan bir olgudur. Süre gelen yaşamın sonlanması, yaşam fonksiyonlarının bitmesi olarak açıklanabilmektedir.
Ölümün Toplumsal ve Kültürel Sonuçları
Ölüm, toplumsal gerçekliğin üzerine kurulduğu önemli olgulardan birisidir. Ölmenin başladığı andan ölüm sonrasına kadar uzanan süreci kapsayan bu alan, aynı zamanda insanlar arasında karşılıklı sosyal ve simgesel bir ağ ören gerçekliği de ifade etmektedir. Ölüme verilen tepkilerin kültürel topluluklar için ortaklığı, kişinin kaybıyla oluşan boşluğun ve kaybın kapatılması için toplulukların çeşitli pratikler oluşturmasıdır. Bu pratikler aynı zamanda ölümün bilenemez oluşunun bireylerde yarattığı korku ve kaygılardan topluluğu uzaklaştırma amacını yansıtır. Bu bağlamda düşünüldüğünde ölüm, tarih boyunca hem bireysel hem de toplumsal süreçlerin yönlendiricisi ve itici kaynağıdır. Mitler, inançlar, dinsel pratikleri ve kültürel araçlar ölümün ve ölmenin sosyolojisini göstergeleştiren önemli kaynaklardır (Sağır,
2016).
SONUÇ
Bedene müdahale hemen hemen hayatımızın her noktasında karşımıza çıkan bir unsurdur. Toplumda, sosyal çevrede ve ailede karşılaşmamız mümkündür. Bireylerin dış görünüşlerine karşı yapılan eleştiriler, bireyin ruh sağlığını bozmasıyla birlikte özgüven eksikliğini de yanında getirmektedir.
Bireyler için en can yakıcı müdahale ise aileden gelir. Dış dünyaya karşı olan tutumu aile karşı da sergilemek bireyleri yıpratmaktadır. Bireyler toplum baskısına dayanamayıp estetik, diyet, tarz değişimi gibi yöntemlerle kendilerini topluma kazandırmaya çalışırlar. Belli bir kesim bu süreci başarılı bir şekilde atlatıp özgüvenini kazanırken, diğer bireyler bu sürecin içinde kaybolarak intihar ve ölüm olgusuyla tanışmış olur. Bu noktada bedene müdahalenin bireyleri sadece
fiziksel yönden değil psikolojik yönden de çökertmiş olduğunu görebiliriz. Bununla da kalmayıp bireyler yaşamını sonlandırmasına rağmen farklı toplum ve kültürlerde yaşayan insanların ölen kişinin arkasından uyguladıkları müdahale
sürmektedir. Burada kişinin damgalanmasını görmüş oluyoruz. Bu damgalama kişinin ölümünden sonrada uzun yıllar devam edebiliyor. Bilinçsiz anne-babalar çocuklarına aslında kendi damgaladıkları insanlar anlatarak onları entegre
etmeye çalışarak farklı yönlendirirler ve böylece bedene müdahalenin diyalektiğini yani sürekliliğini görmüş oluyoruz.
KAYNAKÇA
- Kara, Bülent. (2018). Türkiye’de Aile Yapısının Değişimine Etki Eden Dinamikler. Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi. Sayı: 40. Ss: 374- 385.
- Kara, Bülent ve Seher Doğan. (2018). Türk Aile Yapısında Boşanma Nedenleri: Aksaray ili Örneği. Uluslararası
Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. Cilt:1 (2). Ss: 48-66.
- Karakuş, Gonca., Öztürk, Zehra ve Lut Tamam. (2012). Ölüm ve Ölüm Kaygısı. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi. Cilt: 21(1). Ss: 42-79.
- Okumuş, Ejder. (2009). Bedene Müdahelenin Sosyolojisi. Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi. Sayı: 2. Ss: 1-15.
- Sağır, Adem. (2016). Ölüm Sosyolojisi Bağlamında Yemek, Cenaze ve Ölümün Sofra Pratikleri üzerine. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi. Cilt: 20(1). Ss: 271-298.
- Zafer, Cem. (2019). Ölüm Olgusu ve Ölümün Sosyolojik Etkileri. Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt:
8(15). Ss:64-82.
CEREN YİĞİT
Bir yanıt yazın