Dünyanın en önemli ve etkili yazarlarından biri olan Lev Nikolayeviç Tolstoy’un kitaplarından en azından birini hepimiz okumuşuzdur. Peki nasıl şartlarda bu ölümsüz eserleri yazdıklarını veya nasıl ruh hallerine sahip olduklarını biliyor muyuz? Sizlere Tolstoy’un Bisikleti teriminin nereden geldiğini anlatarak, Tolstoy’un en azından hayatının ufak bir kısmına ışık tutacağım.
Tolstoy, 9 Eylül 1828 yılında doğduğunda günümüzde kullanılan bisikletler henüz tam olarak yaygın değildi veya icat edilmemişti. Günümüz bisikletlerinin yaygın olması Tolstoy’un 60’lı yaşlarına denk gelmektedir. O yaşlara girdiğinde mutsuzluk peşini bırakmıyordu ve 65 yaşına geldiğinde de 7 yaşındaki oğlu ölmüştü. Oğlunun ölümünden sonra yasa boğulmuştu. Kısa bir süre sonra Rusya’da bir dernek ona bisiklet hediye etmişti. Tolstoy bisiklet sürmeyi bilmiyordu.
Yaşlılık ile birlikte hayata tutunmak ne kadar zor olsa da 67 yaşına geldiğinde bisiklet sürmeyi öğrenmiştir. Onu eleştirenlere karşı Tolstoy cevabı ise “Öyle sanıyorum ki neşemi, dertsizliğimi paylaşmak kendi hakkımdır. Adeta bir küçük erkek çocuk gibi kendimden memnun olmamın yanlış bir yanı olamaz” olmuştur. O, bu yaştaki insanların belki de asla yapamayacaklarını düşündükleri bir şeye inanarak ve bunu gerçekleştirerek herkese örnek olmuştur. Böylece Tolstoy’un Bisikleti terimi hiçbir şey için geç değildir ve öğrenmenin yaşı olamaz anlamlarına gelir.
ÂRÂ
Bir yanıt yazın