TÜRKİYENİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYENİN TOPLUMSAL YAPISI
TÜRKİYENİN TOPLUMSAL YAPISI - CEREN YİĞİT
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de ki sağlık tedbirleri esnasında eğitim sistemindeki örgün eğitimden uzaktan eğitime dönüşmesinin sosyolojik sonuçlarını açıklamak ve bunları üniversite, lise ve ilköğretim programları açısından değerlendirmektir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır.

     KAVRAMLAR

    Eğitim

   Günümüz toplumlarında özellikle sanayileşmiş toplumlarda eğitim, insan kaynağının ya da işgücünün toplumsal gereksinimler çerçevesinde etkin olarak hazırlanması şeklinde değerlendirilmektedir. Eğitim bir yandan toplumsal anlamda yeniden üretimi, diğer yandan da bireylerin çeşitli rol ve beceriler kazanmasını, dönüştürmesini sağlamaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hemen hepsinde işgücünün niteliğinin arttırılmasına yönelik politikalar önem kazanmıştır (İÇLİ, 2001). İlk çağlarda yapılanan ve okul olarak adlandırılan bu eğitim kurumlarının müfredatları zamanla çok değişti, yenilendi. Modern çağın başlarına kadar her uygarlık kendi özelliklerini müfredatlarına işledi, kalıcı kılmaya çalıştı (DURAN, 2012)

    Uzaktan Eğitim

    Uzaktan eğitim, öğrencilerin fiziki bir okul ortamına gereksinim duymadan bireysel olarak yerleşik bulunduğu ortamda eğitilmesi olarak tanımlanabilir. Uzaktan eğitimin geçmişten günümüze kadar üç farklı kuşağı bulunmaktadır. İlk kuşak, öğrenci-öğretmen iletişiminin yazışmalar yoluyla sağlandığı geleneksel kuşaktır. İkinci kuşak, sanayileşmiş multimedya uzaktan eğitimi olarak da bilinmektedir. Bu kuşakta ses ve video ağırlıklı bir uzaktan eğitim yapısı vardır. Son kuşakta ise eğitimde bilgisayar ve modemin kullanılmaya başlanmıştır. Birinci ve ikinci kuşağın temel amacı öğrenme materyallerinin üretimi dağıtımıdır. Bu iki modelde etkileşim oldukça sınırlıdır veya öğrenci-öğrenci ve öğrenci-öğretmen etkileşimi neredeyse yok gibidir. Üçüncü kuşak uzaktan eğitim ise, interaktif eğitim olarak da bilinir ki bilgisayar yoluyla iletişim ses ve video konferanslar gibi interaktif medyanın kullanıldığı, iletişim ve öğrenmenin sosyal bir süreç olarak kabul edildiği kuşaktır (TUNCER VE TAŞPINAR, 2007). Türkiye’de üniversitelerin uzaktan eğitim sistemleri konusunda adımlar atması YÖK’ün İletişim ve Bilgi Teknolojilerine Dayalı Uzaktan Yükseköğretim Yönetmeliğini yayınlaması ile gerçekleşmiştir. Bu sayede bazı üniversiteler 372 uzaktan eğitim merkezlerini kurarak faaliyete geçmişlerdir.

     İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2009 tarihinde kurulmuştur. Çağdaş ve her kesime ulaşabilen bir öğretim ile topluma bireyler yetiştirmektir. İstanbul Üniversitesi ön lisans, lisans tamamlama, lisans ve lisansüstü eğitim öğretimini etkin bir şekilde yürütmektedir. Tablo 2’de program ve bölümler görülmektedir. Dersler internet üzerinden öğrencilerin ders içeriklerine eş zamansız olarak ulaşmaları ile yapılmaktadır. Ders içerikleri, metin, canlandırma, ses ve video gibi çoklu ortamlarla zenginleştirilerek sunulmaktadır (ARAT VE BAKAN, 2011).

 Uzaktan Eğitime Geçiş Değerlendirmeleri

İlkokul

    Bence ilk öğretim yıllarında çocukların öğretmene birebir ihtiyaç duyduğu dönemde çok yanlış bir uygulama olmaktadır.  Çünkü öğrenci, harfleri, sayıları ve şekilleri doğru öğrenmekte en önemli etkeni öğretmendir. Aileler her ne kadar yardımcı olmaya çalışsa da öğretmen kadar sabırlı ve dirayetli olamayabiliyorlar. Bunun yanı sıra öğrenciler ev ortamında dikkatleri okuldan daha çok dağılabiliyor ve öğretmenler internet üzerinden bunu sağlayamıyorlar.

   Lise

Lise dönemlerinde öğrencilerin yaşları gereği algılama ve dikkat toplamaları konusunda ilköğretim ve ortaöğretim açısından daha kuvvetlidir. Onlar açısından uzaktan eğitim genellikle konfor gibi gözükse de okul ortamının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Lise çağındaki bireylerin ses ve video aracılığıyla derslere olan ilgileri yarı yarıya fayda sağlar. Bazı öğrenciler videodan izledikleri ile çok verimli bir çalışma elde ederken öte yandan bazı öğrenciler interaktif eğitim olmadığı için derslerden verim alamaz.

     Üniversite

Üniversite dönemi artık bireylerin belli bir alanda uzmanlaşma dönemidir. Bu dönemde algılar en yüksek düzeyde ve bireyler oldukça bilinçlidir. Sadece öğrenci olmayıp aynı zamanda çalışan bireyler için mükemmel bir yöntem olup bu sayede hem okuyup hem çalışmaktadırlar.

    SONUÇ

    Bu araştırma sonucunda uzaktan eğitimin yararları olduğu kadar zararları da saptanmıştır. Uzaktan eğitimi birçok alan açısından değerlendirmek gerekirse ekonomik açıdan bilgisayar, tablet, internet gibi olanaklara sahip olmayan bireyler için oldukça zor ve mağdur edici bir durumdur. Bu sisteme geçişte bu gibi olanakların olmayışı bireyleri eğitim açısından geride bırakmaktadır. Birçok birey teknolojik fırsatları değerlendirerek en iyi ders olanağını görürken, düşük bütçeli aileler için eğitim oldukça zorlaşır. Bunun yanı sıra örgün eğitimde bireyler bir arada olduğundan dolayı sosyalleşme yüksek düzeyde olup birey için hem fiziksel hem mental açıdan olumlu bir yönü olmaktadır. Sosyalleşmeyen birey hem beden sağlığı hem de ruhsal sağlığı çöker ve bireyin gelişimini etkilemektedir. Okul bireylerin fikirlerini ortaya koymada, yeni düşünüş tarzlarıyla karşılaşmada, kendini kontrol etmede ve en önemlisi özgüven geliştirmede oldukça büyük etkendir ama uzaktan eğitimde bunları göremeyiz ve üstelik bireyin konuyu kavramasından emin bile olamayabiliriz. Bunların sonucunda uzaktan eğitimi ülkemiz açısından doğru bulmuyorum ve örgün eğitimin her bireye birçok katkısının olacağını savunuyorum.

CEREN YİĞİT

cerenyigit avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ocak 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031