SOSYAL MEDYA: ANKSİYETE VE DEPRESYON RİSKİ

Sosyal medyalar yıllardır bizimle beraber. Her birimizin en az 1-2 tane uygulaması oluyor. Açıp kapattıklarının sayısını bilemeyecek insanlar bile aramızda mevcut. Bu uygulamalar, bizi bağlamak için tasarlandılar. Dopaminlerle bizi zincirliyorlar. Dopamin’in sağlığa etkilerini bağlantı adresine tıklayarak öğrenebilirsiniz.

Sosyal medya bizi bağlıyor bağlamasına ama giderek de bizi içeriden parçalıyor. Konu üzerine yapılan çalışmalar, bu platformlarda günde üç saat geçirmenin anksiyete ve depresyon riskini iki katına çıkarabileceğini gösteriyor. Bu sadece küçük bir zaman değil, bir uyarı işareti. Ortalama bir genç artık günde yaklaşık beş saatini genellikle kendilerini daha kötü hissettiren içerikleri kaydırarak, karşılaştırarak ve özümseyerek geçiriyor. Günde beş saat, basit matematikle yılda 76 gün hiç durmadan sosyal medyalara baktığını gösteriyor. Boşa gitmiş bir zaman.

Yapılan bir araştırmada, yaşları 16 ila 20 arasında olan gençlerin yüzde 70’inin sosyal medyanın kendilerini kendi hayatları hakkında daha kötü hissettirdiğini söyledi. Neredeyse yarısı internetsiz bir dünyayı tercih edeceklerini söyledi. Bu sayılar sadece istatistik değil, her gün kullandığımız bir şeyin zihinsel sağlığımızı nasıl sessiz bir şekilde şekillendirdiğinin bir yansımasıdır.

Rahatlık ve kaçış için kayıyoruz ama sonunda daha yalnız ve daha tedirgin hissediyoruz. Bağlantı gibi giyinmiş bir tuzak. Ve en korkunç kısmı da bunun ne kadar normal hale geldiği. Sosyal medya kullanmayan bir insan gördüğümüzde bunu ne kadar garipseyeceğimiz.

1 Response

  1. tlovertonet dedi ki:

    You have brought up a very excellent details , thankyou for the post.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir