Kar maskesi, 25 Ekim 1854 yılındaki Balaklava Savaşı’na kadar uzanıyor. Savaşta bir tarafta Osmanlı, Fransız ve Britanya İmparatorlukları yer alırken diğer tarafta Rus İmparatorluğu yer almaktadır.
Kırım’daki Sivastopol kentini Ruslar’dan geri almak amaçlı yapılan bu savaş çok soğuk vakitlerde yer almaktaydı. İngiliz askerleri acı soğuklarda sıcak kalmak için kar maskesini özellikle de Balaklava Savaşı’nda giymişlerdir. Genellikle yünden örülen bu maskeler yüzlerini soğuk rüzgardan ve kardan korumuştur. Kar maskesinin adı İngilizcede “balaclava” olarak geçmektedir. Bilinirliği bu savaşta alınmasıyla birlikte adı o şekilde kalmıştır.
Zamanla kar maskesi de savaştan daha fazlası ile ilişkili hale gelmiştir. Kayak ve dağcılıkta, sert havalardan yüzü korumak için pratik bir yol sunmuş oldu. Yirminci yüzyıla gelindiğinde ise ekstrem ortamlarda motosiklet sürücüleri ve işçiler tarafından da giyildi.
Kültürel olarak, kar maskesi farklı anlamlar kazanmıştır. Protestocular ve haydutlar için tanınırlığı engelleme amacıyla kullanıldı. İster korunmak ister gizlilik için giyilsin, tarih onu gelişimsel olarak onu hayatımıza soktu.
Bir yanıt yazın