Bir insana Vatan Şairi ya da Hürriyet Şairi denmesi için çok büyük işler başarması gerekmektedir diye düşünüyorum. Namık Kemal’in çok hareketli yaşamında “Hürriyet” ve “Vatan” konularında nasıl ilk akla gelen isim olduğunu anlatmak istiyorum. Tabii bunun olması için de kısaca hayatından bahsetmek, nasıl Namık Kemal olunur? sorusuna bir nebze yanıt sunabilir diye düşünüyorum.
21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da doğan ve ilk olarak adı Mehmet Kemal olan Vatan Şairimiz, 8 yaşında annesini kaybetmesinden sonra kaymakamlık ve valilik görevlerini yapmış dedesiyle yaşamaya başlar. Dedesinin arkadaşı ve aynı zamanda şair Binbaşı Eşref Bey ona yazıcı ve katip anlamlarına gelen “Namık” adını vermiştir.
SÜRGÜNLERLE GEÇEN YAŞAM
Vatanla ilgili düşüncelerinin, kimi kaynaklara göre 20’li yaşlarda İbrahim Şinasi ile tanışmasıyla yoğunlaştığı belirtilmektedir. Ben, yaşadığı dönemden, aldığı eğitimlerden, doğuştan belirli statüdeki kişilerle iletişiminden, kendi karakterinden ve Kars, İstanbul, Sofya gibi kentlerde yaşamasından dolayı İbrahim Şinasi’yle tanışmadan da Vatan, Hürriyet konularında fikir sahibi ve üreticisi olacağı düşüncesindeydim.
Vatana ve Hürriyete olan sevgisi, onu Şark Meselesi gibi konularda sert makaleler yazmaya itmiştir. Tasvir-i Efkar, Diyojen, İbret gibi gazetelerde yazılar yazmış, kimilerini de direkt kendisi kurmuştur. Fakat sürekli eleştirileri nedeniyle de memurluğunda Gelibolu, Kıbrıs, Midilli gibi yerlere tayini çıkarıldı.
Gelibolu’da Vatan Yahut Silistre’yi yazdı. Türk edebiyatında romantik tiyatronun ilk tipik örneği oldu. Oyun, oradan döndüğünde İstanbul’da sahnelendi. Halkta coşku verici bir etkiye sahip oldu, İbret’te yazdıklarıyla birleşince Kıbrıs’a sürüldü. Kıbrıs’ta birçok hastalıkla uğraştı. Bir yandan da Celaleddin Harzemşah, Kara Bela ve Zavallı Çocuk eserlerini yarattı. Ayrıca Türk edebiyatının ilk tarihi romanı olan Cezmi de Kıbrıs’ta yazılmıştır. İntibah romanını da buradaki zindanında kaleme almıştır.
VATAN MERSİYESİ
Sürgünden İstanbul’a döndü, Hürriyet Kasidesi’ni yazdı. Eleştirileri nedeniyle buradan da Midilli’ye sürüldü. Midilli’de kaçakçılığı önledi ve böylece hazine gelirini artırdı. 20 adet Türk ilkokulu açtı. Türklerin sorunlarıyla alakalı raporlar hazırlayıp başkente yolladı. Vatan Mersiyesi’ni burada yazdı:
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini.
Mustafa Kemal Atatürk, duygularımın babası dediği Namık Kemal’e 1921’de şöyle yanıt vermiştir.
Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur, kurtaracak bahtı kara mâderini.”
Konuya ilişkin bir karikatür.
Namık Kemal burada kaçakçılığı önlemesi Midilli’deki bazı kimselerin rahatını bozduğu için oradan Rodos’a yollandı. Rodos’ta da boş durmadı. Osmanlı tarihi hakkında yazılar kaleme aldı. İki adada da yaptıklarından dolayı ödüllendirilse de İngiliz ve Yunanlar ondan rahatsız olunca Sakız’a gönderdiler. Oranın havası ve bu yaşam mücadelesinin bünyeye ağır gelmesi onun 47 yaşında aramızdan ayrılmasına sebep oldu. Mezar planını Tevfik Fikret çizdi.
Sürgün ve hapislerle geçen öksüz Vatan şairimizin o kısa yaşamının arkasında yüce bir uğraş, yeteneklerinin üzerine vatanına ve milletine faydası dokunacak şekilde geçen bir yaşam görüyoruz. Döneminde değer görmemesinin nedeni; onun, ileriyi gören, yaşadığı yüzyıla bağlı kalmayan ve kişilerin fark edemediği aydınlığındandır. Hangi şartlar altında olursa olsun vatanı, doğruyu ve hak olanı gözetmesi, onlarca neslin onu örnek almasına ve genç yaşlı demeden motivasyon kaynağı olmasına neden olmuştur. 47 yıllık yaşam, kalplerde sönmeyecek o ateşi yakmıştır. Ruhu şad olsun.
Bir yanıt yazın