Milattan önce 4. ve 5. yüzyıllar arasında Yaşamış Diyojen ya Diogennes Yunan kolonilerinden birisi olan Sinop’ta doğmuştur. Babasının ve iddia edilenlere göre kendisinin de karıştığı suçlardan dolayı Atina’ya sürülmüştür. Sokrates’ten ders alan Antisthenes, kendi felsefesini Diyojen’e öğreterek onun ünlenmesinde önayak olmuştur. Asıl üne kavuşması Büyük İskender ile sohbetinden sonra olmuştur.
Zamanın bütün medeniyet değerlerini reddeden Diyojen, insanın mutlu olması için gereken şeyin minimum seviyede eşyaya sahip olmak olduğunu düşünmüştür. Bu yüzden sahip olduğu malları arasında su içmek için bir tas ve barınmak için fıçıdan başka bir şey bırakmamıştır…
Bir gün bir derenin dibinde avcuyla su içen bir çocuğu gördüğünde tasa da ihtiyacının olmadığını düşünüp onu yere bırakmıştır.
Yine günlerden bir gün fıçısının içinde uzanıp güneşlenirken, zamanın en önemli insanlarından Büyük İskender onu ziyarete gitmiştir. Büyük İskender, felsefeye ilgi duyduğu gibi filozoflara da önem veren bir şahıstır. Onun yanına gidip “Dile benden ne dilersen” benzerinde bir soru sormuştur. Nihayetinde istediği her şeyi yapabilecek gücü kendinde bulundurduğunu düşünmüştür. Diyojen ise bu soruya “Gölge etme başka ihsan istemem” yanıtını vermiştir.
Büyük İskender’in bu cevaptan sonra kıkırdayan askerlerine dönüp “Eğer İskender olmasaydım, Diyojen olurdum” dediği iddia edilmektedir. Diyojen’in tarihe geçmiş bu cevabının sebebinin ne olduğu konusunda fikir ayrılıkları yaşanmaktadır. Birçok insan parmağıyla güneşi göstererek, güneşi veremeyeceğini ve veremediği şey için de güneşlenmesini engellememesini belirttiğini vurgularlar. Diyojen’nin eşyalar ve asıl mutluluk ile ilgili düşüncesinden yola çıkılırsa bu cevap nefsini nasıl kontrol altında tuttuğunu göstermektedir.
ÜLGEN
Bir yanıt yazın