Athena ve Günümüzde Bilginin Değeri

Athena da sanrım ismi en çok duyulan Yunan tanrıçalarından olabilir. Gerek diğer tanrılarla olan çekişmeleri olsun, gerek Arachne ve Medusa gibi karakterlerle olsun, bir şekilde az çok isminden her yerde söz ettirmiş tanrıçalardan birisidir. Adından bu kadar söz ettirmesinin nedeni peki nedir ve Athena kimdir? Kısaca bir göz atalım.

Athena, Yunan mitolojisinde bilgeliğin, savaşın ve zanaatin tanrıçası, genellikle bilgi ve aydınlanmanın sembolü olarak karşımıza çıkar.  Antik Yunan’da, yalnızca stratejik savaşları değil, aynı zamanda entelektüel uğraşları ve sanatı da temsil etmekteydi.  Bilgelik tanrıçası olarak mirası, modern eğitim bağlamında önemli olmaya devam edişi ve dünya genelinde eğitim felsefelerini ve uygulamalarını etkiliyor oluşu yadsınamaz bir gerçek.

Athena’nın karakterini tanımlayan birkaç özelliği vardır:  İlki zeka: Athena genellikle bir stratejist olarak tasvir edilir, olağanüstü öngörü ve sezgi sergiler.  İkincisi cesarettir: Sadece savaşta değil, aynı zamanda ahlaki ve etik ikilemlerde de cesareti simgeler. Üçüncüsü adalet: Bir tanrıça olarak, o adaletin ve eşitliğin simgesidir, doğru ve adil olanı savunur.

Athena, genellikle şehirlerin koruyucusu ve adil ve bilge olanları seven bir tanrıça olarak tasvir edildi.  Etkisi özellikle onun adını taşıyan Atina’da güçlüydü ve burada sanatların ve bilimin koruyucusu olarak saygı görüyordu. Antik Atina’da eğitim uygulamalarının kurulması, Athena’ya tapınma ile yakından bağlantılıydı.  Şehir, Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi bilginlerin Batı eğitiminin temellerini attığı felsefi düşüncenin merkezi haline geldiğini biliyoruz.

Eğitim, yalnızca bilgi edinme aracı değil, aynı zamanda erdem ve vatandaşlık sorumluluğunu geliştirme yolu olarak görülüyordu ve bu idealler Athena’nın kişiliğinde somutlaşmıştı.  Athena ile bilgi arayışı arasındaki bağlantı derindi. O hem entelektüel hem de pratik başarılar elde edebilen, çok yönlü bir bireyin idealini sembolize ediyordu.

Tabiki Athena’nı birçok yönünü ve karşımıza çıktığı efsaneleri ileriki yazılarda anlatıp inceleyebiliriz fakat şimdilik odaklanacağımız ve üzerine tartışacağımız konu bilgi ve eğitim yönü. Athena’nın benimsediği değerleri günümüz ile karşılaştıracağız.

Günümüz bilgi anlayışı ne yazık ki Athena’nın bıraktığı yerden çok uzaklaşmış durumda. Sosyal medyanın, yapay zekanın, ve diğer türevi araçların çok arttığı ve tersine insanların dikkat sürelerinin ve araştırma isteklerinin azaldığı bu dönemde, Athena’nın değerlerinin uygulandığını söylemek pek doğru olmaz.

Athena’nın karakteri, birkaç özellik tarafından tanımlanabilir. Bilgelik ve stratejik düşünme: Athena genellikle akılcılık ve mantıklı düşünce ile ilişkilendirilir, bu da etkili öğrenme ve karar verme için hayati öneme sahip unsurlardır. Günümüzde bu ise mantıklı düşünmeden ziyade çoğunluğun inandığı ve desteklediği şey ne ise körü körüne çoğunluğa uyma algılı ortaya çıkmış durumda. Akılcılık ve araştırma yerine ise sosyal medyadan veya yapay zekadan görülen ve duyulan bilgilere hiç araştırılmadan inanılıyor. İnsanlar artık internetten birkaç arama ile bulabilecekleri bilgileri bile araştırmak istemiyorlar, sıkılıyorlar. Onun yerine yapay zekanın onlara hemen sunduğu bilgiyi doğru olarak kabul ediyorlar.

Sanat ve bilimin teşviki: Athena, farklı çalışma alanları arasındaki uyumu temsil eder, hem sanatları hem de bilimleri içeren dengeli bir eğitimi savunur. Şimdilerde ise tam tersine fabrikasyonlaşma ve herkes gibi olma ve farklı olanı dışlama eğilimi mevcut olduğu için emek verip farklı bir şeyler yapmaya çalışıp ortaya alın teriyle bir sanat eseri çıkaran kişiler artık değer görmüyor. Onun yerine çoğunluk – hatta özellikle büyük markalar ve her alandaki büyük isimler yapay zekanın yapay yaratıcılığına sığınıyor. Çünkü daha az masraflı ve daha az uğraştırıcı. Bu şekilde ortaya çıkan ürünlerin kalitesi, gerçekten emek veren sanatçıların ürünlerinin kalitesiyle yarışamaz bile. Ama artık sanatçılar işsiz kalacakları korkusu ve çevre baskısı ile sevdikleri ve yetenekleri oldukları alanları bırakmak zorunda kalıyorlar.

Sırf büyük şirketlerin cebine daha fazla para girsin diye yapılmış bu tuzağa maalesef düşüyor herkes. Çünkü ne kadar insanları uyarsalar da insanlar bunu umursamıyor çünkü sanatın ve yaratıcılığın sonunu getirdiklerinden haberleri yok. Şuan bile birçok şeyi yapay zeka ile yapıyorsak, ileride hangimizin işinin elinden alınmayacağını bilebiliriz ki? İleride oyuncular, senaristleri yönetmenler, şarkıcılar, yazarlar, ressamlar, çizerler ve daha birçoğunun yerini yapay zekanın dolduracağı söyleniyor. Fakat bir düşünün, bu o iş için emek vermiş ve kendi yeteneğini kullanmış insanlar için ne kadar adaletli bir durum? Benim görüşüm, yapay zeka ne kadar ilerlerse ilerlesin, asla bir insan eli değmiş sanatla kıyaslanacak seviyeye bile gelemeyecek, asla bir ruhu olamayacak, asla tam anlamıyla yaratıcı olamayacak, sadece önceden insan eliyle yapılmışların bir karması olacak ve asla tam anlamıyla kendi başına bir şey üretemeyecek.

Athena’nın dünyanın bu tutumunu görse ne diyeceğini kestirmek pek zor değil. Aslında günümüzde elimizde bu kadar teknolojik imkan ve araç varken onları tamamen doğru amaçlar için kullansak o zaman neler olurdu, insan düşünmeden edemiyor. Tabi dikkat sürelerinin sosyal medya algoritmaları yüzünden bu kadar bozulmasının da insanların araştırmaya ve yaratıcı üretmeye olan isteksizliklerinin büyük bir sebebi olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir