Azrail geldi ve sordu: “Senin mi canını alayım, yoksa sevgilinin mi?”
Bu soruyu sosyal medyada bir sokak röportajı videosunda gördüm. Soruya verilen cevaplar kadın ve erkek arasındaki farkı ortaya koymakta ve nasıl hayata ayrı pencerelerden baktıklarını göstermektedir. Sokak röportajına cevap veren kadınların tamamı “Azrail sevgilimin/eşimin canını alsın.” cevabını verirken erkeklerin tamamı “Azrail benim canımı alsın.” cevabını veriyor.
Bu soruyla alakalı biraz ironi yapmaya ne dersiniz?
Kadınlar için önce can, sonra canan. Kadınların canı kıymetli tabii ki o yüzden tereddüt bile etmeden sevgilimin/eşimin canını alsın diyebiliyorlar. Kim bilir belki de iç dünyalarında “Adam ölsün, malını, mülkünü ve maaşını çatır çatır yiyelim; gezelim, tozalım ve hayatımızı yaşayalım.” diye düşünüyorlar.
Erkekler saf tabii, hayata dümdüz bakıyorlar. Eşlerini o kadar çok seviyorlar ki “Allah’ım benim ömrümü alsın, ona versin. Canımdan can katsın. Ben öleyim o yaşasın. Ona bir şey olmasın.” diye düşünüyorlar. Erkeklerin gerçekten düşüncesi bu mu acaba, yoksa arka planda zihinlerinde başka bir şey mi yatıyor?
Kadınları erkeklere hayatı ne kadar zindan ettiyse, ne kadar çile çektirmişse, analarından emdikleri süt burunlarından gelircesine ne yaptılarsa bu dünyada azabı yaşamışcasına bu soru karşısında düşünmeden benim canımı alsın diyerek cevap veriyorlar.
Bu söylediklerimin hepsi tabii ki latifeden ibaret. Gerçeklik payı olsa da herkes için geçerli değil. Şunu unutmamak lazım ki, hayatta herkes dört dörtlük değil ve karşımızdaki insanı kusurları ile kabul etmeyi öğrenmeli, birbirimize merhamet göstermeliyiz. Allah’a dua etmeyi unutmamalı, hayırlı insanları karşımıza çıkarması için dua etmeliyiz. Kadın ve erkeğin yaradılış özellikleri ile yapıları birbirinden farklı olduğu için ayrı zamanda birbirlerinin de tamamlayıcılarıdır. Birbirini tamamlayan iki eşit parçaya eş denir. Kadın ve erkekte yan yana durmasını bilip birbirlerini tamamladıkları sürece eş olurlar.
Ferhat R. KİBAROĞLU
Bir yanıt yazın