Doğduğu Topraklara Borcunu Ödeyen Şair: Nazım Hikmet

Doğduğu Topraklara Borcunu Ödeyen Şair: Nazım Hikmet1902 yılında Selanik’te doğan Nazım Hikmet, hem Osmanlı’nın son nefeslerini hem de Cumhuriyet’in ilk çığlıklarını duymuştur. Bu iki dünya arasındaki geçişin sancısı, onun şiirinde sıkça karşımıza çıkar. Henüz genç yaşlarında “vatan” denen kavramın ne kadar çok anlam barındırabileceğini fark eder. Paris’te, Moskova’da öğrenci olur; aldığı eğitimler sanatını Marksist bir dünya görüşüyle harmanlar. Lakin hiçbir zaman “gurbette” olmadığını söyler çünkü onun için vatan, yalnızca toprak değil, ideallerin ve halkın yaşadığı yerdir.
“Söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara, bana hiçbirini söyletmediler..”(Memleketimden İnsan Manzaraları, Hikmet, 1966)
Zindanlarda Büyüyen Bir Yurt Sevgisi
1938 yılında ordu mensuplarını isyana teşvik suçlamasıyla 28 yıl hapse mahkûm edilen Nazım, Bursa Cezaevi’nde geçirdiği yıllarda en verimli şiirlerini kaleme alır. Onun için hapis, susmak değil; direnmenin başka bir yoludur. Ve vatan, dışarıda kalan manzaraya değil, içeride korunan, tahayyülerinde vuku bulan ideallere aittir:
“Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?”(Henüz Vakit Varken Gülüm, Hikmet, 1976)
Sürgünde Bir Memleket Sevdalısı
Nazım Hikmet 1951 yılında vatandaşlıktan çıkarıldığında artık geri dönüşü olmayan bir yola girer. Sürgün yıllarında kaleme aldığı dizelerde, vatan artık yalnızca fiziksel bir yer değil, şiirle kurduğu hayali bir evi tasvire bürünür.
“Gün oluyor, memleket aklıma gelmiyor, amma sonra, durup dururken çarpıyor kokusu burnuma.”(Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim, Hikmet, 1967)
Vatan Sevgisini Yüreğinde Taşımak: “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür…”
Vatan, otoritenin değil halkın sesiyle şekillenir. Nazım’a göre gerçek vatanseverlik, insanı yaşatmaktan geçer. Onun şiirinde bayrak değil, insan kutsaldır. Nazım Hikmet’in en çok bilinen dizelerinden biri, onun vatan anlayışını da derinlemesine özetler:
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine…”
(Nazım Hikmet Şiirleri 2: Mapusluk Zor Zanaat, Hikmet, 1975)
Sonuç: Vatan Sevgisinin Bedelini Ödemek
Nazım Hikmet, 1963 yılında Moskova’da hayata veda eder. Ancak arkasında bıraktığı şiirler, hâlâ Anadolu’nun sokaklarında, cezaevlerinde, okul sıralarında dolaşmaya devam etmekte… Onun vatan sevgisi, ne taraflı bir bağlılığa ne de pasif bir melankoliye indirgenebilir. Nazım, vatana sevgiyi bir görev, bir direnç ve bir yaratma biçimi olarak görür.
Ve bugün hâlâ onun sesini duyduğumuzda, şu mısralar bir soru değil, bir miras olarak kalır geride:
“Vatan, kurtulamamaksa kokmuş karanlığımızdan,
Ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. …”
(Son Şiirleri, Hikmet, 1970)
ремонт электроводонагревателя https://master-remonta-boylerov.ru
стоимость охраны http://rabochiy.site .
Thank you.
Teşekkür ederiz.
Your writing has a way of resonating with me on a deep level. It's clear that you put a lot…