Türkiye

aytardergi@gmail.com

loading…

SİVRİHİSAR’IN TARİHİ HAZİNESİ: ULU CAMİ

Eskişehir’in Sivrihisar ilçesi, Anadolu’nun kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapmış, tarihî dokusu ve kültürel mirasıyla dikkat çeken bir yerleşim yeri. Bu küçük ama zengin ilçe, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma mimari eserleriyle ünlüdür. Sivrihisar’ın en önemli tarihî yapılarından biri ise hiç şüphesiz Sivrihisar Ulu Cami’dir.

İnşa Dönemi: Selçuklu Mirası

Sivrihisar Ulu Cami, 1232 yılında Selçuklu döneminde inşa edilmiştir. Caminin ilk yapımını Sivrihisarlı Emir Celaleddin Ali Bey gerçekleştirmiştir. Ancak cami, 1274 yılında Mevlana Celaleddin Rumi’nin müritlerinden ve III. Gıyaseddin Keyhüsrev’in naiplerinden olan Mikail bin Abdullah (Emineddin Mikail) tarafından bugünkü haline getirilmiştir. Bu dönemde cami, ahşap direkli hipostil yapısıyla Anadolu’nun en önemli ibadethanelerinden biri haline gelmiştir.

Caminin mimarisi, Selçuklu döneminin karakteristik özelliklerini taşır. Ahşap işçiliği, geometrik desenler ve sadelik, caminin en dikkat çeken özelliklerindendir. Caminin iç mekânı, 67 adet ahşap direk üzerine oturtulmuştur. Bu direkler, antik dönemlerden kalma sütunların yeniden kullanılmasıyla oluşturulmuştur. Bu durum, caminin inşasında geri dönüşümün erken bir örneğini gösterir. Ayrıca, caminin tavanındaki ahşap işçiliği, dönemin ustalarının ne kadar maharetli olduğunu gözler önüne serer.

Osmanlı Dönemi: Minarenin İlavesi ve Onarımlar

1440 yılında, Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından ve İstanbul’un ilk Kadısı Hızır Bey tarafından camiye bir minare eklenmiştir. Bu minare, caminin Osmanlı dönemindeki önemini vurgular. Ayrıca, bu dönemde cami çeşitli onarımlar ve eklemelerle güçlendirilmiştir. Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan bu eklemeler, caminin tarihî dokusunu zenginleştirmiştir.

Modern Dönem: UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne Giriş

Sivrihisar Ulu Cami, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmiştir. 2023 yılında ise Anadolu’nun Orta Çağ Dönemi Ahşap Hipostil Camileri olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedilmiştir. Bu liste, caminin evrensel değerini ve korunması gereken bir kültürel miras olduğunu tescillemiştir.

Günümüzde Sivrihisar Ulu Cami, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken bir tarihî mekândır. Cami, restore edilerek koruma altına alınmış ve ziyaretçilere açık tutulmaktadır. Bu sayede, gelecek nesillere Anadolu’nun zengin kültürel mirasını aktarma görevini üstlenmektedir.

Mimari Detaylar ve Sembolizm

Sivrihisar Ulu Cami, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda bir sanat eseridir. Caminin mihrabı, Selçuklu çini sanatının en güzel örneklerinden biridir. Mihrap üzerindeki geometrik desenler ve bitkisel motifler, İslam sanatının estetik anlayışını yansıtır. Ayrıca, caminin minberi de ahşap oymacılığının nadide örneklerindendir.

Caminin kuzey cephesinde yer alan taç kapı, Selçuklu mimarisinin tipik özelliklerini taşır. Kapı üzerindeki süslemeler ve yazıtlar, caminin tarihî ve kültürel değerini daha da artırır. Bu taç kapı, aynı zamanda caminin ana girişi olarak kullanılmış ve ziyaretçilere görkemli bir karşılama sunmuştur.

Antik Malzemelerin Yeniden Kullanımı

Camideki 67 ahşap direğin bir kısmının antik dönemden kalma Bizans ve Roma yapılarından alınan sütunlar olduğu düşünülüyor. Bu durum, Anadolu’da sık görülen bir uygulama olan spolia (antik malzemelerin yeniden kullanımı) geleneğinin erken örneklerinden biri olarak kabul edilir. Özellikle ahşap direklerdeki farklı desenler, bu malzemelerin farklı dönemlere ait olduğunu gösteriyor.

Ahşap Tavanın Sırrı

Caminin ahşap tavanı, hiç çivi kullanılmadan iç içe geçme tekniğiyle ( kündekari ) birleştirilmiştir. Bu teknik, Selçuklu dönemi ahşap işçiliğinin ne kadar ileri seviyede olduğunu kanıtlar. Ayrıca tavanın orijinal boyaları, restorasyon sırasında yapılan temizleme çalışmalarıyla kısmen ortaya çıkarılmıştır. Bu boyaların mavi, kırmızı ve altın tonlarında olduğu belirtiliyor. 3.Mevlevîlerle Bağlantı
Camiyi bugünkü haline getiren Emineddin Mikail, Mevlana Celaleddin Rumi’nin önde gelen müritlerindendi. Bu bağ, caminin inşasında Mevlevî kültürünün izlerini taşıyabileceğini düşündürür. Örneğin, caminin iç mekânındaki mistik atmosfer ve sadelik, Mevlevî felsefesinin yansıması olarak yorumlanabilir.

Hızır Bey’in Minareye İlginç Katkısı

1440’ta eklenen minarenin üzerinde Osmanlı dönemine ait orijinal taş işçiliği dikkat çeker. Minaredeki kitabede Hızır Bey’in adı geçer. Hızır Bey, aynı zamanda İstanbul’un fethinden sonra şehrin ilk kadısı olarak atanmış ve Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin ile yakın ilişki içinde olan önemli bir şahsiyetti. Bu minare, Osmanlı’nın erken dönem mimari üslubunu yansıtır.

UNESCO Süreci ve Küresel Değer

Caminin UNESCO listesine girişi, yalnızca kendi değeriyle değil, Anadolu’daki diğer ahşap hipostil camilerle (Beyşehir Eşrefoğlu Cami, Afyon Ulu Cami gibi) birlikte koruma altına alınması sayesinde gerçekleşti. Bu listede yer alması, caminin insanlık mirası için taşıdığı evrensel önemi vurgular. 6.Depremlere Dayanıklılık
Caminin 800 yıla yakın bir süredir ayakta kalması, ahşap direkli yapısının depreme dayanıklı olduğunu gösteriyor. Ahşabın esnek yapısı, yıkıcı sarsıntıları emerek binanın zarar görmesini engellemiş olabilir. Bu özelliği, günümüz mimarlarına bile ilham kaynağı oluyor.

Sonuç

Sivrihisar Ulu Cami, Anadolu’nun tarihî ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli bir yapıdır. Selçuklu döneminin mimari ve sanatsal değerlerini bünyesinde barındıran cami, Sivrihisar’ın tarihî dokusunu anlamak isteyenler için eşsiz bir kaynaktır. Bu cami, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda bir sanat eseri ve tarihî bir belgedir. Sivrihisar’ı ziyaret eden herkesin, bu görkemli yapıyı görmeden dönmemesi tavsiye edilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha Fazla Yazı