Moai Heykellerinin Sırrı Neydi?

Dünyanın bir ucunda, büyük okyanusun içinde, Şili Devletine bağlı Paskalya Adası’nda çok enteresan heykeller bulunuyor. En yakın toprak parçasına 3.500 km’den daha fazla uzakta olan bu adada Moai adı verilen heykeller bulunuyor. Fakat bunları ilginç kılan özellikleri var. Nedir bunlar?

Moai Heykelleri Ne Zaman Keşfedildi?

Takvimler 1722’yi gösterdiğinde kaynaklarda denizci ve kaşif olarak yazılmış Carl Friedrich Behrens adlı Alman adaya ayak basıyor. Başka bir Alman olan misyoner Sebastian Englert de 1935 yılında giderek 638 adet heykeli sınıflandırıyor. Günümüzdeki keşiflerle birlikte 1000’den fazla heykelin olduğu söyleniyor.

Volkanik tüf taşından ovulan Moai heykelleri, 4 metre civarı yüksekliğe ve çoğunluğu 14 ton ağırlığına sahipler. En büyüğünün 82 ton olduğu belirtilmekte. Birçoğu adanın iç kısımlarına dönük şekilde konumlanmış. Okyanusa değil de yerleşim alanlarına bakıyor olmaları dini bir amaç ya da kültürel bir simge olduğu inanışlarını güçlendirmekte.

Rapa Nui Halkı

Moai Heykelleri, Rapa Nui halkı tarafından inşa edildi. Bu halkın buraya 900 yıllarında geldiği tahmin ediliyor. Nasıl ve nereden geldiklerine dair de bir bilgi yok. Heykelleri de 13 ile 16. yüzyıl arasında inşa edildiği söyleniyor.

Başlangıçta ormanlık olan adanın ağaçları, tarım yapılabilmesi için halk tarafından kesiliyor. Bunun yanında Polinezya faresinin de ormanlığı yok ettiği tahmin ediliyor.

Küçük bir adada sınırlı kaynaklarla yaşayan halktan günümüze ulaşan yok. Bunun sebepleri hala tartışılmakla birlikte, iklim değişikliği yüzünden adanın kısıtlı gıda kaynaklarının da yavaş yavaş tükenmesi ile Avrupalıların adadaki halkı yok etmesi ikilisinin üzerinde durulmakta.

Moai Heykellerini nasıl taşıdıkları hala sırrını koruyor. Yürütüldüğüne dair arkeolog görüşleri mevcut. Paskalya Adası’nda hala tamamlanmamış ve gömülü halde yüzlerce Moai heykelinin olduğu da belirtiliyor. Bunların yapımına neden başlandığı, neden yarım bırakıldığı hiçbir şekilde belirtilmemiş. Ayrıca yazılı bir kaynak da yok.