İnternetin hayatımıza girmesi ile her açıdan birçok farklı özellikler kazandığımız doğru.
Gerekli bilgiyi araştırma, Resmi belgeleri sorgulama, para transferleri, tek tıkla alışveriş yapma
hatta çok yol ve zaman kat edip gittiğimiz işimizi bile bu ortama taşıma gibi türlü türlü işleri
zaman içerisinde bu sayede yapmaktayız. Artık işimiz daha kolay diyebiliriz fakat gerçekten her
yönüyle böyle mi?
Yaklaşık 30 yıldır kullandığımız internet bugün vazgeçilmezimiz olmakta. O olmadan artık
güne başlayamıyoruz, kahvaltı yapamıyoruz, yemek yiyemiyoruz, çocuklarımızı yediremiyoruz,
İşte yapamıyoruz hatta rahat koltuğumuzda bile oturamıyoruz. Konuşurken, otururken, TV
izlerken, kitap okurken sürekli onu arıyoruz. Aradığımız şey telefon değil dikkat edersek internet,
bu gerçeği fark etmeliyiz.
Vay internet sen neymişsin be! Demeden kendimi alamıyorum.
İnterneti bu kadar bu denli hayatımıza sokmamızın doğru olmadığını bilmekle beraber bu
hususta gerekli hassasiyeti göstermeliyiz. İnternet hangi amaçla olursa olsun ona sadece hak ettiği
değeri vermeliyiz. Bizleri doğal iletişimden, akıştan, hayattan uzaklaştırmasına izin vermemeliyiz.
Her şeyin fazlasının zarar olduğu gerçeğini, önce kendimizden başlamak üzere gelecek nesillere de
öğretmeliyiz. Asla tehlikeye atmayacağımız yavrularımızı, karşısına neyin çıkacağı belli olmayan
sanal ortamda başıboş bırakmamalıyız.
Bir nebze olsun farkındalık uyandırabilme adına (başta kendime), değerli vakitlerini bu
yazıyı okumaya ayıran tüm okurlara teşekkür ediyorum.
Abdulkadir BEDER (Bilişim Teknolojileri Öğretmeni)
Bir yanıt yazın