Carl Friedrich Gauss, 30 Nisan 1777’de Almanya’nın Brunswick kentinde doğdu. Gauss’un matematiğe olan yeteneği oldukça küçük yaştayken keşfedilmişti.
Gauss ilkokuldayken bir gün öğretmeni ona ceza olarak bir ödev verir.
“1’den 100’e kadar olan sayıların toplamını bul!”
Öğretmeni Gauss’un bunu teker teker toplayacağını ve uğraşacağını düşünerek demişti. Fakat işler hiç de beklediği gibi olmadı.
Gauss bir süre bekledi ve düşündü. Sayıları çiftler halinde toplamanın daha akıllıca olacağını düşündü. Baştan ve sondan sırayla toplama yaparak bir şeyi keşfetti. 1 ile 100’ü bir araya getirince 101, 2 ile 99’u birleştirince yine 101… Hepsini tamamladığında ise elinde 50 adet 101 vardı. Hızlıca 50×101 yaparak toplamı 5050 olarak buldu.
Öğretmeni sonucu kontrol edince şaşkınlık içinde kaldı. Yaramaz sandığı öğrencisinin aslında bir dahi olduğunu fark etti. Yeteneğini fark eden öğretmeni o günden sonra Gauss’un üzerine düşerek ona sürekli destek oldu ve Gauss’un matematik kariyeri bu şekilde başlamış oldu.
Gauss’un babası düşük gelirli bir işçi, annesi ise ev hanımıydı. 1792’de Göttingen Üniversitesi’ne girmesi için onu destekleyen öğretmenleri tarafından maddi destek sağlandı. Burada matematik alanında derinlemesine çalışmalar yaptı. Henüz 19 yaşındayken “Disquisitiones Arithmeticae” adlı eserini yayımladı. Sayılar teorisini ele aldığı bu eser sayesinde uluslararası alanda tanındı.
Ayrıca, diferansiyel geometriye katkılarıyla eğrilerin analizi üzerine yeni bakış açıları kazandırmış ve Riemann yüzeyleri gibi kavramların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. İstatistikte Gauss dağılımını tanımlayarak veri analizi yöntemlerine önemli bir katkı sağladı. Matematik haricinde de astronomide asteroidlerin yörüngelerini hesaplama konusunda önemli çalışmaları vardır.
Bu çok yönlü çalışmaları, matematik ve bilim tarihine kalıcı bir iz bırakmış ve Gauss’un “Matematiğin Prensi” olarak anılmasını sağlamıştır.
UMAY
Bir yanıt yazın